elbise — is., Ar. elbise Giysi Bayram sabahlarında yeni elbiseler karşısında çocuk heyecanları duyuyorum. S. F. Abasıyanık Birleşik Sözler elbise dolabı resmî elbise dalgıç elbisesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
elbise dolabı — is. İçindeki askılara giysi asılan, genellikle tahtadan yapılan ve özel bölmeleri olan mobilya Bir defasında bunun elbise dolabının karanlık aynasında boğulan gün ışığı olduğunu anlamıştı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
elbise — (A.) [ ﻪﺴﺒﻝا ] giysiler … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
resmî elbise — is. 1) Üniforma 2) Bazı bayram, toplantı, yemek vb.nde giyilmek zorunda olunan belli niteliklerdeki giysi, kıyafet, resmî giysi Uşakların hepsi resmî elbiseler giymişler. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
entari — elbise … Beypazari ağzindan sözcükler
urba — elbise … Beypazari ağzindan sözcükler
boxtay — elbise bohçası, heybesi III,239 bkz; boxtuy … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
boxtuy — elbise bohçası, heybesi III, 239bkz: boxtay … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
saçu — elbise ve mendil saçağı, II, 219 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ton — elbise I, 19, 37, 41, 45, 48, 118, 129, 152, 181, 204, 213, 228,231, 261, 268, 271, 273, 294, 305, 320,323 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tonığmak — elbise göndermek, donatmak, I I, 312bkz: tonatmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini